top of page
Staffevo Logo.png

Gölge Patron: Yapay Zeka

  • Yazarın fotoğrafı: İ. Gökhan Gökyol
    İ. Gökhan Gökyol
  • 9 Nis
  • 7 dakikada okunur

Karar Mekanizmalarının Yeni Efendisi mi?

İnsanlık, tarih boyunca kendi yarattığı güçlerle sınandı. Buhar makineleri sanayiyi dönüştürdü, elektrik dünyayı aydınlattı, internet bilgiye erişimimizi sonsuza dek değiştirdi. Ama bu kez sahneye çıkan şey, yalnızca bir basit bir teknolojik yenilik değil ...


Karar alma süreçlerini arka planda yönlendiren ve etkisi açıkça  görülmese de giderek daha belirleyici hale gelen bir gölge patron: Yapay Zeka



Uzun yıllar boyunca karar alma, yöneticilerin deneyimi ile yoğrulmuş sezgilerine dayanan, stratejik ve özgün bir aklının izlerini taşıyan bir süreç olmuştur. 


Ancak yapay zekanın oyuna dahil olmasıyla bu süreç hızla değişiyor. Olasılıkları saniyeler içinde hesaplayan, eğilimleri öngören ve geleceği simüle eden yapay zeka sistemleri, karar mekanizmalarının derinliklerine sessizce yerleşerek süreçleri yeniden tanımlıyor.


Peki gerçekten karar veriyor muyuz?


Yoksa yalnızca yapay zekânın önümüze sıraladığı seçeneklerden birini mi seçiyoruz?



Yapay Zeka (AI) sadece bir araç mı?

Bazılarınızın içinizden “Elbette, yapay zekâ sadece destekleyici bir araç olmalı” dediğinizi duyar gibiyiz. 


Bu, sağduyunun sesi. Mantıklı olanı işaret eden içten bir refleks. Ama teknoloji tarihi bize başka bir ders verir: “Sağduyu, dönüşümün ilk susturulan sesidir.”


İpler kimin elinde

Teknolojik değişimler genellikle sessiz başlar,

konforla beslenir ve fark ettirmeden alışkanlıklarımızı, düşünme biçimlerimizi, hatta değerlerimizi dönüştür. Soru şu: Bu dönüşümde ipler kimin elinde?



  • Google, birincil bilgi kaynağımız.

  • YouTube, öğrenmenin en hızlı yolu.

  • Sosyal medya ise gündemi cebimize taşıyor.

  • Netflix, ne izleyeceğimizi bizden önce biliyor.

  • Spotify, ruh halimize göre müzik seçiyor.


Ama durup düşünmek gerekiyor:


Bu araçlar sadece kolaylık mı sağlıyor, yoksa farkında olmadan neyi düşüneceğimizi, nasıl karar vereceğimizi ve neyi değerli göreceğimizi de belirliyor mu?


Her nesilde biraz daha derinleşen bu dijital bağımlılık, fark ettirmeden sağduyulu karar alma refleksimizi sessizce geri plana itiyor olabilir mi?


Belki de asıl tehlike, yapay zekanın gücünde değil; kendi alışkanlıklarımızın sessiz dönüşümündedir.



Modern Dünyanın Şekeri

Parmaklarımızın ucunda; hızlı, kolay ve sınırsız bilginin verdiği konfor, düşünmeyi değil, tüketmeyi teşvik ediyor.

Teknoloji bize hız sunarken derinliği arka plana itebiliyor. Tıpkı tatmin eden ama beslemeyen fazla şekerli gıdalar gibi 

Modern dünyanın şekeri

Şekerin kısa vadede haz verip uzun vadede bedeni yorması gibi, dijital kolaylıklar da kısa vadede çözüm sunarken bilişsel refleksleri zamanla köreltebiliyor.



Farklılaşmak mı, Aynılaşmak mı?

Yıllar boyunca iş dünyası, farklılaşma üzerine inşa edildi. Her strateji, bir liderin sezgisiyle; her yenilik, bir bakış açısının cesaretiyle doğdu. Şirketler, rakiplerini geride bırakmak için özgün stratejiler geliştirdi ve her yöneticinin kendi tecrübesi, sezgisi ve bakış açısı, yenilikçi fikirlerin kaynağı oldu. 


Fark yaratmak, rekabetin en kıymetli yakıtıydı.

Ama şimdi, tüm şirketlerin aynı “en iyi uygulamaları” aynı anda benimsemeye başladığı bir evrende,  aynı veri kaynaklarından beslenen, aynı algoritmalarla yönlendirilen, aynı sonuçlara varan yapılar oluşuyor. Bugün, yapay zekanın sunduğu “en iyi uygulamaları” hepimizin aynı anda benimsemeye başladığı bir senaryoda ne yapılır?

Peki bu durumda…

  • Yapay zeka gerçekten rekabet avantajı mı sağlıyor?

  • Yoksa bizi büyük bir stratejik tekdüzelik mi bekliyor?


Organik insan zekası, deneyim, sezgi ve farklı düşünme biçimleri arka plana itildiğinde, “ortak bir algoritma” ile şekillenen kararlar kaçınılmaz biçimde benzeşmeye başlar.


Aynı yapay zeka formülünün farklı etiketlerle sunulması organik fikirlerimizi, verilerle mühürlenmiş tek sesli bir koroya mı dönüştürüyor?

Yoksa yine de, kendi özgün aklımıza kulak vererek, farklılaşma şansı elimizde mi?


Görünmez Danışmanlar

Analiz odalarında haftalarca yoğrulan verilerle şekillenen karar alma süreçleri bugün, yapay zekâ tarafından ışık hızında yeniden kurgulanıyor.

Modern dünyanın şekeri

Saniyeler içinde milyonlarca veriyi işlenerek operasyonel kör noktaları açığa çıkarılıyor. Daha önce günler süren çalışmalar, artık saatler içinde tamamlanabiliyor. Üstelik daha küçük ekiplerle, daha az kaynakla ve çok daha yüksek doğrulukla.


Bu sessiz ve derin dönüşüm; yapay zekayı, iş dünyasının görünmez verimlilik danışmanına, yönetim kurullarının adı geçmeyen ama en çok dinlenen üyesine dönüşüyor.



Avantajlar, Önemli Noktalar ve Olası Yan Etkiler

Avantaj 1: Nefes kesen bir hızla karar almak: Yapay zekânın karar alma süreçlerinde devasa veri setlerini saniyeler içinde analiz etmesi insan zihnini zorlayan bir tempoyu mümkün kılıyor.


McKinsey Global Institute'un 2023 raporuna göre “AI destekli karar alma süreçleri şirketlerde operasyonel verimliliği ortalama %25'e kadar artırabiliyor.”


Yan Etki 1: Son derece ikna edici bir yanlışa sürüklenmek: Yapay zekâ ne kadar güçlü olursa olsun, nihayetinde yalnızca ona verdiğimiz veri kadar akıllıdır. Asıl mesele, kararların ne kadar hızlı alındığı değil, neye göre verildiğidir. Bu yüzden, karar alma süreçlerindeki kritik konu veri setlerinin niteliğidir.


Doğru öznitelikleri seçmek, sürdürülebilir ve tarafsız veri yapıları oluşturmak artık yalnızca bir teknik gereklilik değil; stratejik bir sorumluluk haline gelmektedir. Aksi halde, yapay zekâdan aldığımız yüksek doğruluklu sonuçlar, bizi hızlı ama çok tehlikeli bir yöne sürükleyebilir.

AI Yan Etkileri


Avantaj 2: Duygulardan arınmış objektif bir güç: İnsan zihni karmaşıktır. Duygularla, önyargılarla, geçmiş deneyimlerin tortusuyla biçimlenir. Yapay zekâ ise duygusal bağlardan bağımsız bir yapı olarak bu insani dalgalanmalardan etkilenmeden bir veriyle karşılaştığında onu yargılamadan sadece işler.


İşte bu yüzden, yapay zeka destekli karar sistemleri objektifliğin yeniden tanımı olabilir. Ama bu objektifliğin içinde insan sezgisinin yerini nereye koymalıyız? Ve bu da bize şu soruyu sorduruyor:


Tarafsız bir yardımcı mı arıyoruz, yoksa kararlarımızı teslim edecek bir “gölge patron” mu yaratıyoruz?


Yan Etki 2: Zekayı eğitirken önyargıyı aktarmak: Yeni bir çalışanı oyrantasyon sürecinde nasıl eğitirseniz, öyle düşünür. Hatalı yönlendirirseniz, hatalarınızı da öğrenir. İşte yapay zekâ da tam olarak böyle çalışır.


Bu yüzden “prompt mühendisliği” sadece komut yazmak değil; bir düşünceyi algoritmalara yerleştirmek ve bağlamı kodlamak anlamına gelir. 

Yapay Zekanın Ön Yargısı

Yanlış kurulan bağlamlar, sadece cevapları değil, hata ve ön yargılarınızı da üretir. Çünkü yapay çoğu zaman, ona nasıl düşündürdüğünüzü yansıtır. 


Avantaj 3: Tahmin gücü: Yapay zeka modelleri olasılıkları hesaplıyor, riskleri simüle ediyor, henüz yaşanmamış senaryoları bugünün masasına taşıyor. Gartner'ın 2024 tahminlerine göre, AI destekli tahminleme sistemleri finans sektöründe risk analizlerini %40 daha doğru yaparak milyarlarca dolarlık kaybı engelleyebilir. 


Bu durum milyarlarca dolarlık zararın hiç yaşanmadan silinmesinin mümkün olduğu anlamına geliyor.


Ve biz, tarihimizde böylesine öngörülü bir sistemle ilk kez bu kadar yakınız.


Yan Etki 3: Düşünmeyi devretmek: Ancak gerçek risk, yapay zekada değil, insanın kendi doğasında gizli olabilir.


Yapay zeka doğru ve tatmin edici sonuçlar verdikçe, doğası gereği düşünme yükünü hafifletmek 

isteyen insanoğlu için kontrolü devretmek bir içgüdüye dönüşür.


Bu, yalnızca bir teknoloji tercihi değil, bir davranış evrimidir. Ve bu senaryoda, rolümüzü sessizce 

devretmek neredeyse kaçınılmazdır.

Yapay Zekanın Ön Yargısı


Peki Yapay Zeka Stratejiniz Ne Kadar Sürdürülebilir?

Bugün erişilebilir görünen pek çok yapay zeka servisi, aslında halen pazar oluşturma aşamasındadır.  Bu durum henüz gerçek maliyetle değil, tanıtım maliyetiyle çalışıyor olabileceğimiz anlamına geliyor olabilir

  • Zamanla bağımlılık arttıkça, yapay zeka hizmetleri kaynak tüketimi ve ölçeklenme ihtiyacı nedeniyle pahalı bir yapıya dönüşebilir.


  • Artan kullanım oranları ile birlikte yaşanacak enerji ve kaynak darboğazları, işletmeleri ciddi maliyet riskleriyle karşı karşıya bırakabilir. Bu yüzden daha en başında, kurumsal ihtiyaçlara uygun teknoloji ve altyapı yatırımları doğru biçimde belirlenmeli.


  • Doğru kurgulanmazsa yapay zeka servisleri yüksek işletme maliyetine sahip bağımlı bir ekosistem haline gelebilir.


Potansiyel Riskler ve Sınırlamalar

Risk 1: Veri Kalitesi Yapay zekâ, sadece veriyi işler. Ama veriler yanlışsa, bu verilere dayalı olarak verilen kararlar da yanlış olacaktır. Eksik, taraflı ya da hatalı verilerle beslenen bir sistem, şeffaf bir hızla önyargıyı çoğaltır. Ve biz, bu hatayı ‘objektif hesaplama’ sanırız.

Risk 2: Açıklanabilirlik AI'nin nasıl karar verdiğini anlamak zor olabilir. Kara kutu problemi olarak bilinen bu durum hesap verebilirliği azaltabilir ve kullanıcıların bilinçsiz bir şekilde yapay zekaya aşırı güvenmesine yol açabilir. Risk 3: Etik ve Hukuki Sorunlar Yapay zekanın verdiği kararların etik olup olmadığı ve yasal uyumluluk konuları oldukça tartışmalıdır. Örneğin, kredi skorlama sistemleri gibi uygulamalarda yapay zekanın bilinçsiz önyargıları, belirli grupların finansal erişimini zorlaştırabilir.

Risk 4: Bilişsel Tembellik AI, sezgisel kararlar, karmaşık insani duygular gerektiren konularda yetersiz kalabilir. Kullanıcılar AI'ye çok fazla güvenerek analitik düşünme ve problem çözme yeteneklerini zamanla köreltebilirler. Bu kolaylıklar, insanın bilişsel tembelliğe itebilir ve düşünmek yerine onaylamaya alışırız




Çözüm: Dengeli Bir Yaklaşım: İnsan + Yapay Zeka İşbirliği

En iyi kararlar, kuşkusuz yapay zeka ve diğer veri işleme sistemlerinin analitik gücü ile insanın sezgisel ve stratejik düşünme yetisini birleştiren hibrit modeller ile mümkün olabilir. 

Yapay Zekanın Ön Yargısı

Yapay zeka, destekleyici bir rol üstlenerek karar vericilere veriye dayalı öneriler sunmalı, ancak son karar insanlar yine tarafından verilmelidir.  Aksi takdirde,  insanın yalnızca veriyi takip eden ve karar vermek yerine sadece kararı uygulayan pasif bir figürana dönüşmesi neredeyse kaçınılmaz gibi görünüyor

Yapay zeka kullanıcılarının yetkinliklerine yönelik eğitimler bu dezenformasyondan açınmak için kritik  derecede önemlidir. Yapay zeka desteği ile hızlı ve kaliteli çıktılar üretilmiş olsa da, paydaşı olan insan faktörü olmadan bu çıktılar sıradan olacaktır. Şu an için kaliteli gözükseler de yaygınlaşma arttıkça sıradanlaşacaklardır.


Zekanın Yeni Çağında Son Söz Kimin?

Yapay zekayı doğru anlamak ve bilinçli kullanmak olası risklerden korunmanın anahtarı olabilir. 


  • Bu farkındalık ne kadar erken gelişirse, sistemin beklenmedik etkilerinden o kadar iyi sakınabiliriz.


  • Verinin ardındaki anlamı sorgulamadan ve kontrolü bilinçli şekilde paylaşmadan, rotamızı kaybetmemiz işten bile değil.


  • Kurumsal sezgilerimiz, etik pusulamız ve stratejik aklımız; bu dönüşümde pusulamız olmaya devam etmeli. 


Son olarak

Tek soruluk anketimize katılın ve sonuçlara anında ulaşın.

Aşağıdaki seçeneklerden birini işaretleyerek düşüncelerinizi bizimle paylaşın. Sonuçları hemen görebilir ve diğer profesyonellerin tercihleriyle karşılaştırabilirsiniz.


Yapay zeka teknolojileri hızla gelişirken, bu dönüşümün iş hayatında yaratabileceği en büyük potansiyel yan etki sizce ne olabilir?

  • Karar alma süreçlerini domine etmesi

  • Bilgi ve algı üzerinden insanları manipüle etmesi

  • İnsanların düşünme ve fikir üretme yeteneklerini köreltmesi

  • Kurum kültürlerinde mekanikleşme ve değer kaybı yaratması



Yazar Hakkında

Deniz Şahin

İ. Gökhan Gökyol

Teknolojist | Yapay Zeka ve Dijital Dönüşüm İnovasyon Lideri


LinkedIn: gokhangokyol

Website: www.staffevo.com 



30 yılı aşkın deneyimiyle dijital dönüşüm, yapay zeka (AI) uygulamaları ve kurumsal süreç optimizasyonu alanlarında uzmanlaşmış bir liderdir. Kariyerine yazılım geliştirme ve dijitalleşme projeleriyle başlamış, kurucusu olduğu bir yazılım firmasıyla 500’den fazla şirkete ve 2000’den fazla kullanıcıya hizmet sunmuştur. Bu süreç, iş süreçlerini teknolojiyle optimize etme ve stratejik çözümler geliştirme konularındaki uzmanlığını şekillendirmiştir.



Gökyol, tarımda verimlilik artırıcı çözümler sunan Growis Akıllı Tarım Yazılımı projesine liderlik etmiştir. Bu yazılım, istatistiksel öğrenme yöntemlerini kullanarak çevresel koşullara uyum sağlayan dinamik bir sistem geliştirmiş ve tarım sektöründe yenilikçi bir yaklaşım ortaya koymuştur. Proje, veri analitiğinin saha operasyonlarına entegrasyonu açısından örnek teşkil etmiş ve sektörel ödüllere layık görülmüştür.


Dijital dönüşüm ve inovasyon odaklı liderliği, Kaplanlar Refrigeration’da teknoloji projelerinde zirveye ulaşmıştır. Burada, otonom işlevlere sahip SENSE Akıllı Soğutma Dolapları projesiyle sektöre enerji verimliliğinde %20’ye varan tasarruf sağlayan yenilikçi bir çözüm sunmuştur. Projeye ilişkin iki farklı patent alarak teknolojik yeniliği tescillemiş, enerji verimliliği ve yapay zeka destekli optimizasyon alanında bir ilki gerçekleştirmiştir. Ayrıca, bulut tabanlı IoT platformları ve dijital ikiz teknolojileri gibi projelerde liderlik yaparak organizasyonel dönüşüme önemli katkılar sağlamıştır.


Global ERP çözümlerine de katkıda bulunan Gökyol, IFS ERP projelerinde görev alarak iş süreçlerinin dijitalleşmesi, veri analitiği ve iş zekası raporlamaları gibi alanlarda etkin bir rol üstlenmiştir. Dijitalleşme projeleriyle kurumların operasyonel süreçlerini optimize etmiş, karar alma mekanizmalarını geliştirmiştir. ERP entegrasyonu ve süreç raporlamalarıyla organizasyonların dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmasına stratejik bir katkı sunmuştur.


Başarıları, yalnızca projelerle sınırlı kalmamış, yenilikçi fikirleri ve liderlik becerileri çeşitli ödüllerle taçlandırılmıştır. Geliştirdiği Potta Agricultural E-Commerce platformuyla IGID İnovasyon Yarışması’nda ikinci ödül kazanmış; BabyGem AR projesiyle Google Hackingfast İzmir’de ödül almıştır. Ayrıca, ProdiApp adlı uygulamasıyla Startup Weekend İzmir Etkinliği’nde ikinci olmuştur. Bu ödüller, Gökyol’un teknoloji ve inovasyona dayalı çözümler geliştirme konusundaki başarısını ortaya koymaktadır.


Yapay zeka, IoT ve veri analitiği alanlarındaki derin uzmanlığıyla Gökhan Gökyol, organizasyonların dijitalleşme yolculuklarına stratejik liderlik sunmaktadır. Güçlü teknik altyapısı, inovasyona dayalı vizyonu ve ödüllü projeleriyle iş dünyasında dönüşüm yaratmayı sürdüren Gökyol, teknoloji ile organizasyonları geleceğe taşımaya devam etmektedir.


bottom of page