
İç eğitmenlerinizi güçlendirmek neden önemi?
Araştırmalar, iç eğitmenlerin organizasyonel başarı üzerindeki kritik rolünü açıkça gösteriyor.
McKinsey & Company tarafından yapılan bir araştırmaya göre, eğitim programlarının etkili bir şekilde uygulandığı organizasyonlarda, eğitim yatırımlarının geri dönüş oranı (ROI) %30* artış gösteriyor. Bu artış, çalışanların daha hızlı öğrenmesini ve bilgiyi iş süreçlerinde daha etkin bir şekilde kullanmalarını sağlıyor.
Ayrıca, Deloitte'un 2020 yılında yayımladığı "Global Human Capital Trends" raporunda, iç eğitmenlerin geliştirilmesi ve etkin kullanımının, şirketlerin yetenek yönetimi süreçlerinde önemli bir rol oynadığı ve bu şirketlerin çalışan verimliliğinde artış sağladığı belirtiliyor.**
*McKinsey & Company "Building a Learning Culture That Drives Business Forward" (2021) **Deloitte, "Global Human Capital Trends" (2020)
İç eğitmenlerinize yatırım yapmak için "3 stratejik neden"
İç eğitmenler, bir kurumun bilgi birikimini ve deneyimlerini çalışanlara aktarmanın en etkili yoludur. Ancak, iç eğitmenlere yapılan yatırım sadece bilgi aktarımıyla sınırlı kalmaz; bu yatırım, uzun vadede organizasyonun büyümesini ve sürdürülebilir başarısını sağlayan stratejik bir güç yaratır. İşte iç eğitmenlere yatırım yapmanız için üç stratejik neden:
1. Yüksek bilgi transferi ve güvenilirlik sağlarlar.
İç eğitmenler, kendi kurumlarındaki gerçek olaylar, deneyimler ve zorlukları eğitimlerine entegre ederek, eğitimlerin anlamlı ve güvenilir olmasını sağlar. Bu sayede, eğitim içerikleri daha alakalı hale gelir, katılımcılar da öğrendiklerini günlük iş hayatına daha hızlı ve etkin bir şekilde uygulayabilir. Yapılan araştırmalar, iç eğitmenlerle yürütülen eğitim programlarının, dış kaynaklı eğitimlere göre %30 daha yüksek bilgi transferi sağladığını gösteriyor.* İç eğitmenlerin gerçek hayata dayalı bilgi aktarımları, çalışanların öğrenme süreçlerini hızlandırıyor ve bilgilerin günlük iş süreçlerine uygulanmasını kolaylaştırıyor. *McKinsey & Company, "Putting a Value on Training" (2010)
2. Eğitim maliyetlerini düşürür ve esneklik sağlarlar.
Şirketlerin iç eğitmenler yetiştirmesi, dış kaynaklı eğitim hizmetlerine olan bağımlılığı azalttığı bilinen bir gerçektir ve bu yöntem, pek çok kurum tarafından eğitim maliyetlerinde ciddi tasarruf sağlamak adına kullanılmaktadır. Bu yöntem, sadece maliyetleri düşürmekle kalmaz, aynı zamanda eğitimlerin şirketin spesifik ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesine de olanak tanır. Valamis'in 2023 raporuna göre, iç eğitmenlerle yürütülen eğitimler, dış kaynaklı eğitimlere kıyasla en az %25-30 oranında daha düşük maliyetlidir.* Ayrıca, iç eğitmenlerin esnekliği sayesinde eğitim içerikleri kurumun güncel ihtiyaçlarına hızla adapte edilebiliyor ve böylece dinamik ve güncel bir öğrenme ortamı elde ediliyor. Bu çok önemli özellikleri sayesinde, iç eğitmenler kurum içindeki eğitmenlerin sektörel değişimlere ve iş dünyasındaki yeni gereksinimlere hızlı yanıt verebilmesini sağlıyor. *Valamis, "How to Measure and Evaluate Training Effectiveness" (2023)
3. Çalışanların liderlik becerilerini ve kariyer gelişimini destekler.
Eğitmenlik deneyimi, liderlik becerilerinin geliştirilmesi için mükemmel bir fırsattır. İç eğitmen olarak görev alan çalışanlar, yalnızca eğitim vermekle kalmaz, aynı zamanda iletişim, problem çözme ve takım yönetimi gibi liderlik becerilerini de güçlendirir. Bu süreç, hem eğitmenlerin hem de ekiplerinin büyümesine katkıda bulunur.
Eğitmenlik yapan çalışanlar, kendi kariyer gelişimlerini desteklerken, aynı zamanda kurumun gelecekteki lider kadrosunun şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Kendilerini organizasyonun daha önemli bir parçası olarak gören bu çalışanlar, şirketin başarısına olan katkılarını doğrudan gözlemleyebilir ve bu da onların kuruma olan bağlılıklarını artırır. Liderlik becerileri gelişen çalışanlar, kariyerlerinde daha hızlı ilerleyerek organizasyonun uzun vadeli başarısına önemli bir katkı sağlar.
İşte tüm bu stratejik nedenlerden dolayı, iç eğitmenlere yatırım yapmak, yalnızca bugünün eğitim ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda organizasyonun gelecekteki liderlerini yetiştiren uzun vadeli bir yatırım anlamına gelir.
Peki etkili ve dönüştürücü iç eğitmenleri nasıl yetiştirebiliriz?
Eğitim süreçlerinin başarısı, büyük ölçüde eğitmenlerin sahip olduğu becerilere dayanır. Ancak bir kurum için gerçekten dönüştürücü etki yaratacak iç eğitmenler, yalnızca teknik bilgi aktaran kişilerle sınırlı kalmamalıdır.
Etkili eğitmenler, liderlik yetenekleri güçlü, motivasyon sağlayan ve ilham veren bireyler olmalıdır.
Peki, iç eğitmenlerinizi nasıl daha etkili ve dönüştürücü hale getirebilirsiniz? İşte iç eğitmenlerinizi daha yetkin hale getirmeniz için uygulayabileceğiniz 5 stratejik ipucu:
1. Doğru kişileri seçtiğinizden emin olun.
Eğitmenlerinizi seçerken sadece teknik bilgiye sahip bireyler olmasına odaklanmayın. Bir eğitmen, aynı zamanda güçlü iletişim becerilerine sahip olmalı ve çevresindeki kişilere ilham verebilmelidir. İyi bir eğitmen, sadece bilgiyi aktaran kişi değil, öğrenme sürecini etkili şekilde yöneten bir liderdir.

Eğitmen seçimini, sadece kıdem ya da pozisyon bazlı yapmanın kısa vadede pratik bir çözüm gibi görünebileceğini biliyoruz. Ancak, yüksek teknik bilgiye sahip bir çalışan, etkili eğitmenlik becerilerinden yoksunsa, verdiği eğitim katılımcılarda istenilen etkiyi yaratmaz. Eğitimlerin verimsiz geçmesi, çalışanların gerekli yetkinlikleri kazanamamasıyla sonuçlanabilir.
Doğru eğitmenler, hem derin teknik bilgiye sahip olan hem de bu bilgiyi açık, etkili ve ilham verici bir şekilde aktarabilen kişilerdir.
Unutmayın, eğitmenlerinizin hem alanlarındaki uzmanlıkları hem de insanlarla kurdukları iletişim gücü, eğitimlerin başarısında kritik rol oynar. Doğru eğitmenlerle, eğitim süreci yalnızca bir bilgi aktarımından ibaret olmaz; aynı zamanda çalışanlar için gerçek bir gelişim ve ilham kaynağı haline gelir.
2. Androgojik (Yetişkin Eğitimi) formasyon yetkinliklerini güçlendirin.
Yetişkin eğitimi (androgoji), çocuk eğitiminden (pedoogoji) tamamen farklı bir yaklaşım gerektirir. Yetişkinler, kendi deneyimlerinden yola çıkarak öğrenir ve genellikle doğrudan iş hayatlarında uygulayabilecekleri bilgiye ihtiyaç duyarlar. İç eğitmenlerinize sadece teorik bilgiler vermek, onların yetişkin eğitiminin dinamiklerine uygun davranmasını sağlamaz. Yetişkin eğitimi , katılımcıların daha fazla etkilenmesi ve bilgiyi özümseyebilmesi için özel yöntemler gerektirir.

Androgojik formasyon yetkinlikleri güçlendiren iç eğitmenler yetişkin eğitiminin doğasına uygun metotlar kullanarak katılımcılara daha fazla etki ederler. Yetişkin eğitiminin bu kendine özgü yapısını anlayan iç eğitmenler, katılımcıların bilgiye ve davranış değişikliğine daha iyi adapte olmalarını sağlayabildiği su götürmez bir gerçektir. Eğitmenlerinize, yetişkin öğrenme tekniklerine dayalı uygulamalı eğitim programları sunun.
Örneğin, "Etkileşimli Eğitim Teknikleri" ya da "Gerçek Zamanlı Geri Bildirim Verme" gibi konularda uygulamalı eğitimler düzenleyin. Bu tür yöntemler, eğitmenlerin katılımcılarla doğrudan etkileşim kurmasını ve pratik yaparak becerilerini geliştirmesini sağlar. Deneyim bazlı eğitimler, yetişkinlerin bilgiyi daha iyi anlamalarını ve öğrendiklerini iş süreçlerine daha iyi entegre etmelerini sağlar.
Bu uygulamalarla eğitmenleriniz, sadece bilgi aktaran kişiler olmaktan çıkar; katılımcılara rehberlik eden, onların öğrenme yolculuklarına eşlik eden ve iş performanslarını artırmalarına yardımcı olan stratejik liderler haline gelir.
3. İç eğitmenlerinizin ölçme ve değerlendirme becerilerini geliştirin.
Birçok iç eğitmen, katılımcıların eğitimde ne kadar öğrendiğini ya da bu bilginin iş sonuçlarına nasıl yansıdığını tam olarak değerlendiremiyor. Bu durum, eğitmenleri sadece birer bilgi aktarıcıya dönüştürür ve eğitimlerin gerçek etkisinin ölçülmesini zorlaştırıyor. Ölçme ve değerlendirme becerilerinin eksikliği, eğitimin etkinliğini gölgeleyerek, hem çalışanların gelişim yolculuğunu hem de organizasyonun stratejik hedeflerine ulaşmasını zorlaştırmaktadır.

Eğitmenlerinizin eğitim programlarının katılımcılar üzerindeki etkisini ölçebilmeleri, eğitimin kalitesini artırmak için elzemdir. Somut veriler olmadan, eğitimin iş sonuçlarına olan katkısını anlamak neredeyse imkânsız hale gelir. Bu yüzden, eğitmenlerinizin katılımcılardan topladığı verileri doğru analiz edebilmesi, eğitim stratejilerini iyileştirme sürecinde kritik bir rol oynar.
Ölçme ve değerlendirme araçları atölye çalışmaları düzenleyin.
Eğitmenlerinize, testler, anketler, geri bildirim formları ve performans değerlendirme araçlarını tasarlayıp nasıl kullanacaklarını öğretmek için atölyeler düzenleyin. Gerçek ya da simülasyon senaryoları üzerinden yapılan bu uygulamalar, eğitmenlerinizin ölçme ve değerlendirme becerilerini hızla geliştirmelerine kesinlikle yardımcı olacaktır.
İç eğitmenlerinize mentörlük sağlayın.
Deneyimli eğitmenlerle yeni eğitmenler arasında bir mentörlük programı başlatmayı düşünün. Yeni eğitmenler ölçme ve değerlendirme konusunda tecrübeli birinden destek alarak ölçme ve değerlendirme yetkinliklerini çok daha hızlı bir şekilde geliştirebilirler.
Düzenli geri bildirim süreçleri kurgulayın.
Katılımcıların gelişimlerini izleyebilecekleri geri bildirim döngüleri oluşturun. Eğitmenler, bu geri bildirimler sayesinde eğitim stratejilerini iyileştirebilir ve katılımcılarla olan etkileşimlerini güçlendirebilir. Sürekli bir geri bildirim süreci, eğitimin hem kısa hem de uzun vadeli sonuçlarını gözlemlemenizi sağlar.
İç eğitmenlerinize kazandıracağınız bu ölçme ve değerlendirme yetkinlikleri, eğitimi yalnızca bilgi aktarımından çıkararak, iş sonuçlarını doğrudan etkileyen bir stratejik araç haline getirecektir. Eğitmenleriniz, eğitim süreçlerinin gerçek değerini ortaya koyarken, organizasyonun büyümesine de katkı sağlayacaktır.
4. Eğitmenlerinizi modern eğitim teknolojileri ile güçlendirin.
Sadece geleneksel yöntemleri kullanan iç eğitmenler, eğitimin etkisini ve katılımcıların ilgisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. Günümüz dünyasında katılımcılar, dijital araçlara ve etkileşimli öğrenme platformlarına daha aşina ve beklentileri bu doğrultuda gelişiyor. Eğitim teknolojilerini kullanmayan eğitmenler, bu beklentilere cevap vermekte zorlanırken, eğitimin verimliliğini de düşürebilir. Durağan kalan eğitim süreçleri ise katılımcıların öğrenmeye olan aktif katılımını ciddi şekilde azaltır.

Eğitmenlerinizin, online platformlar, interaktif sunum araçları ve e-öğrenme teknolojilerini etkin bir şekilde kullanmaları, eğitimlerin etkileşim seviyesini ve katılımcı memnuniyetini artırır. Modern eğitim teknolojileri, öğrenme sürecini dinamik ve katılımcı hale getirirken, bilginin daha kalıcı olmasını sağlar.
İşte eğitmenlerinizde teknoloji kullanımını güçlendirmek için bir kaç ipucu;
E-öğrenme (LMS & XLM) platformları kullanım eğitimleri sağlayın.
Eğitmenlerinize, sanal sınıf yönetimi ve e-öğrenme platformlarını nasıl kullanacaklarını öğretin. Sanal sınıf araçları, uzaktan öğrenme süreçlerinde bile katılımcıların aktif bir şekilde dahil olmasına olanak tanır. Bu platformlar sayesinde, eğitmenler ders hazırlama, katılımcıların ilerlemesini izleme ve anlık geri bildirim verme konularında yetkinlik kazanır.
İnteraktif sınav ve test araçlarını tanıtın. Katılımcıların öğrenme sürecine aktif katılımını artırmak için eğitmenlerinize interaktif sınavve anket araçları kullanmayı öğretin. Bu araçlar, katılımcıların dikkatini sürekli canlı tutarken, anında geri bildirim alarak öğrenme sürecini hızlandırır.
Video ve multimedya içerik üretimini destekleyin. Eğitmenlerinize, eğitimde video ve multimedya içerik oluşturmayı öğretin ve kullanmaya teşvik edin. Görsel ve işitsel içerikler, eğitim materyallerini daha zengin hale getirir ve bilgilerin daha akılda kalıcı olmasını sağlar. Özellikle karmaşık konuları basitleştirmek için videolar kullanmak, iç eğitmenlerinizin işlerini kolaylaştıracaktır.
Oyunlaştırma yöntemlerini kullandırın. Eğitmenlerinize, eğitimde oyunlaştırma unsurlarını kullanmayı öğretin. Puanlama sistemleri, görev bazlı öğrenme ve yarışmalar gibi unsurlarla, katılımcıların öğrenmeye olan bağlılığını artırabilir, böylece öğrenme süreçleri daha keyifli ve etkili bir hale gelir.
5. İç eğitmenlerinizi liderlik ve mentörlük yetkinlikleri ile donatın.
Eğitmenlerin yalnızca bilgi aktarıcı rolünde kalmalarına izin vermek, onların katılımcılarla güçlü bir bağ kurmalarını ve gerçek anlamda rehberlik etmelerini engeller. Günümüz iş dünyasının katılımcıları yalnızca teorik bilgi veren bir eğitmenlerden daha fazlasını arıyor; onlara liderlik edebilecek, destekleyici ve rehberlik yapabilecek bir mentora ihtiyaç duyuyor.

Eğitmenlerinize liderlik, koçluk ve mentorluk yetkinlikleri kazandırarak onları bilgi aktaran bireyler olmaktan çıkarın. Liderlik yeteneklerine sahip eğitmenler, katılımcılarla daha derin bağlar kurar, onların kişisel ve profesyonel gelişim süreçlerine rehberlik eder.
Eğitmenlerinize bu yetkinlikleri kazandırdığınızda, onları sadece bilgi aktaran kişilerden öteye taşıyarak, organizasyonunuzun başarıya ulaşmasında kritik bir rol oynayan liderler haline getirirsiniz.
Şimdi bir düşünün: Eğitmenleriniz, katılımcılara ilham veriyor, onları motive ediyor ve başarıya götüren yolda onlara rehberlik ediyor… Bu, şirketinizin geleceği için nasıl bir fark yaratırdı?
İç eğitmenlerinizi stratejik bir güce dönüştürün!
Eğitmenleriniz, şirketinizin sürdürülebilir başarısına katkıda bulunan en önemli değerlerden biri olabilir. Onlara kazandıracağınız doğru yetkinlikler sayesinde, eğitmenleriniz sadece bilgi aktaran kişiler olmaktan çıkar; çalışanlarınıza ilham veren, yönlendiren ve organizasyonunuzu geleceğe taşıyan stratejik liderler haline gelirler. Bu rehberdeki stratejileri uygulayarak, eğitmenlerinizi daha etkili ve verimli hale getirirken, organizasyonunuzun eğitim programlarını da bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz. Unutmayın, güçlü eğitmenler, güçlü organizasyonlar yaratır. Şimdi adım atın ve iç eğitmenlerinizi, şirketinizin stratejik başarısının kilit bir parçası haline getirin!
Son olarak
Tek soruluk anketimize katılın ve sonuçlara anında ulaşın.
Aşağıdaki seçeneklerden birini işaretleyerek düşüncelerinizi bizimle paylaşın. Sonuçları hemen görebilir ve diğer profesyonellerin tercihleriyle karşılaştırabilirsiniz. Unutmayın, eğitmenlerinizin gelişimine yönelik attığınız her adım, organizasyonunuzun uzun vadeli başarısını güçlendiren bir yatırım olacaktır.
Bütüncül eğitim yaklaşımında en çok hangi alanın bireysel gelişim için önemli olduğunu düşünüyorsunuz?
Duygusal iyileşme ve kendini tanıma
Topluluk içinde bağ kurma ve aidiyet
Ruhsal yolculuk ve içsel anlam arayışı
Fiziksel farkındalık
Yazar Hakkında

Eren Dal
Yetişkin Eğitimi ve Kurumsal Akademi Uzmanı / L&D Professional
E-posta: eren.dal@staffevo.com LinkedIn: erendal
Website: www.staffevo.com
Eren Dal, mühendislik temelli teknik kariyerini, yetişkin eğitim ve gelişim yönetimi alanındaki uzmanlığıyla birleştirerek organizasyonların stratejik eğitim süreçlerine rehberlik eden deneyimli bir profesyoneldir. Yüksek lisansını çalışan iş güvenliği alanında tamamlayan Dal, kariyeri boyunca Türkiye’nin 40 farklı ilinde saha gözlem ve çalışan teknik eğitim çalışmalarında bulunarak, geniş bir saha deneyimi edinmiştir.
Özellikle saha ve operasyon çalışanlarının öğrenme süreçlerinde uzmanlaşan Eren Dal, teknik ekipler için oryantasyon programları tasarımı, ekip içi iletişim ve çatışma yönetimi becerilerinin geliştirilmesi ve çok ekipli öğrenme süreçleri üzerine odaklanmıştır. Otomotiv sektöründe çalıştığı yıllarda, saha çalışanlarının çok yönlü yetkinliklerini sistematik olarak geliştiren ve izlenebilir hale getiren polivalans çözümleri tasarlamış; bu çözümlerle çalışanların görevlerine hızla adapte olmalarını sağlamış ve kurumsal performansa doğrudan katkı sunmuştur.
Çok ekipli yapıların teknik eğitim ve takım iletişimi alanlarında derinleşen Dal, teknik oryantasyon programlarının yanı sıra eğitim performans yönetimi ve iş zekası araçlarının entegrasyonu konularında liderlik yapmıştır. Takım uyumu, iş birliği ve organizasyonel dinamiklere yönelik çalışmaları, Transaksiyonel Benlik Analizi (TA) ve Organizational Culture Assessment Instrument (OCAI) gibi araçlarla desteklenmiş; bu metodolojilerin tasarımcısı ve uygulayıcısı olarak kurumlarda organizasyonel dönüşümü destekleyen çözümler geliştirmiştir.
Aktif bir TEGEP (Türkiye Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği) gönüllüsü olan Eren Dal, birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü eğitmen olarak görev almış ve eğitimde fırsat eşitliği ile sürdürülebilir öğrenme kültürünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Eğitimlerinde teoriyi pratikle birleştiren yaklaşımı, hem bireysel hem de kurumsal performansı artırmaya yönelik somut çıktılar elde edilmesini sağlamaktadır.
Eren Dal, güçlü teknik altyapısı, analitik yaklaşımı ve iletişim odaklı vizyonuyla, eğitim ve gelişim süreçlerinde hem bireyler hem de organizasyonlar için dönüşüm sağlayan çözümler sunmaya devam etmektedir.